Rüyamda tanrıça Afrodit Lucy'yi kaçırıyor ve onu Tartarus'a fırlatıyordu! Gerçekten intikam almak istediğini biliyordum ama bu kadarı da fazlaydı! Koşarak kulübemden çıktım. Güneş yeni doğuyordu. Soluğu Athena kulübesinde aldım. Gözlerim Lucy'yi arıyordu. Tebi ben paldır küldür içeriye girince diğer Athena çocukları uyandı ve bana ters ters bakmaya başladılar. Ben utançtaan yerin dibine girmiştim ama tam o sırada Lucy'de bağırarak uyandı ve yatağından fırladı. Beni kapıda görünce çok şaşırmadı. Anlaşılan o da böyle bir rüya görmüştü...
"Bu Ares artık çok olmaya başladı!" diye bağırdım Stell'e. Neden kulübeme gelmişti bilmiyordum ama umurumda değildi, Savaş Tanrısı rüyamda onu korkunç sarayına hapsetmişti ve kikloplarla düello yapması için zorluyordu!
"Sana anlatmam gerekenler var, Stell. Konuşmamız lazım." dedim hüzünle. Kardeşlerimin ters ters ona bakması sinirimi bozmuştu.
"Hemen hazırlanıyorum, sen de etrafı gez, rahat ol lütfen. Benim kulübem, senin kulüben."
"Yok, ben dışarıda beklesem daha iyi olur" dedim. Ben öyle der demez Athena çocukları yataklarına döndü. Dışarıya çıkıp Lucy'yi beklemeye başladım. Geldiğinde de taramalı tüfek gibi rüyalarımı anlattım. Olimpos'tan döndüğümüzden beri gördüklerimin hepsini!
"Her gün daha da kötüleşiyor! Sürekli Afrodit veya Ares'in sana yaptığı kötülükleri görüyorum. Artık dayanamıyorum, bir şeyler yapmalıyız Lucy" dedim üzgünce. O da aynı durumda olmalı ki başını evet anlamında salladı.
"Her gün daha da kötüleşiyor! Sürekli Afrodit veya Ares'in sana yaptığı kötülükleri görüyorum. Artık dayanamıyorum, bir şeyler yapmalıyız Lucy"
Demek bu durumda olan bir tek ben değildim. Stell'e gördüğüm tüm rüyaları anlattım -Afrodit'in onu 80 yaşında bir nineye çevirdiği rüyam dışında- Buna acilen bir çözüm bulmalıydık.
"Bak ne diyorum Stell, tekrar Olimpos'a gitmemiz riskli olabilir, aslında kampım dışındaki her yer artık bizim için çok daha riskli. Ares'in bizimle hesabını kapatmadığına eminim. Benim kulübemdekiler sana pek arkadaşça davranmıyorlar, sence ben Hades kulübesinde nasıl karşılanırım?"
Hades kulübesi, kin dolu planlara odaklanmam için iyi bir yer olabilirdi...
Hades kulübesi kesinlikle kötü planlarımızı gerçekleştirebileceğimiz bir yerdi. Poseidon biz gittikten sonra nasıl bir ceza vermişti Ares ve Afrodit'e bilmiyordum ama demek ki yeterli gelmemişti. Anlaşılan bizim de el atmamız gerekecekti.
"Tabi ki! Kardeşlerimin seni fark edeceklerini bile sanmam. Beni bile fark etmiyorlar" dedim gülerek. İlk olarak nasıl bir strateji üzerinde yoğunlaşmamız gerektiğini düşündük. Buradan ayrıldığımız her anda Ares ve Afrodit'in kurbanları olacağımıza göre bize dışarıdan veya dışarıya çıkabilen bir casus lazımdı!
"Tabi ki! Kardeşlerimin seni fark edeceklerini bile sanmam. Beni bile fark etmiyorlar"
İşte bunu duymak çok güzeldi. Sanırım Stell'de benim gibi düşünüyordu.
"Pekala o zaman, konuşmamıza Hades Kulübesi'nde devam edelim." dedim ve yürümeye başladık...
Yapmamız gereken: birini bulmak ve onu bilgi almak için Olimpos'a gitmeye ikna etmekti. Bize Ares ve Afrodit'in aldığı cezayı söylemeliydi. Onların başına gelenleri bilmeden, iyi bir plan yapmamız imkansızdı.
Asıl sorun öyle birisini nereden bulacağımızdı işte. Kim gönüllü olacaktı Olimpos'a kadar gidip yüzsüzce Ares ve Afrodit'e verilen cezayı öğrenmeye?
"İşte bu!" dedim çığlık çığlığa.
"Ne?" dedi Lucy.
"Bunu babam yapabilir, kimseye de hesap sormak zorunda kalmaz! Ayrıca Ares ve Afrodit'e hem gıcık olduğu için, hemde intikam ve kin tutmayı sevdiği için bize yardımcı olacaktır" dedim. Lucy gülümsedi.
Anasayfa
Konu: Athena kulübesinde Hades kızı... 
Salı Ağus. 17, 2010 3:40 am
