Gökyüzündeki dolunay, çevreyi ürkütücü fakat bir o kadar da
ihtişamlı bir şekilde aydınlatıyordu.Ne yapacağımı bilmiyordum.Kafamı
biraz olsun toplamak amacıyla
küçük bir kaya parçasının üzerine
oturdum.Fakat bir anda kaya yerinden oynamaya başladı.Aman Tanrılarım, bir
şey beni tüm gücüyle aşağıya doğru çekiyordu sanki! Keşke hepsi bir rüya
olsaydı diye düşündüm.Belki de bir melez olmasaydım; sıradan bir genç
gibi arkadaşlarımla sinemadan çıkmış eve doğru neşeyle gidiyor
olabilirdim.Ama ne yazık ki
böyle birşey hiç olmayacaktı.Çünkü bendeniz Pandora Monica Chase,hayatımın geri kalanını zavallı
bir melez olarak geçirmeye mahkumdum.
Bunları düşünmekle vakit harcarken bir ses duydum:"Çabuk şu ipi tut!"Bu
ses yumuşak olduğu kadar da tizdi.Fakat beni düşüncelerimden sıyırmayı
başarmıştı.Bu tiz sese kulak verip ip yardımıyla yukarı çıktım.Bana
yardım eden bu kızın yemyeşil gözleriyle insanı büyülediğini
düşündüm.Doğruyu söylemek gerekirse onu epey kıskanmıştım.Ona baktığımı
fark edince ciddi bir tavırla ismimi sordu.Az önce ölümden dönmüş biri
olarak bu sorusuna cevap vermedim.
Hala çok şaşkındım.Birkaç dakika
sonra yanındaki yakışıklı erkeği fark ettim.Herhalde sevgilisidir diye
düşündüm ve sonra kendime kızdım.Ne diye insanlarla uğraşıyordum ki!
Tanrım - Ya da evet,Tanrılarım demeliyim! - gerçekten de sorunlu bir kızdım...
Ben bunları düşünürken son model bir araba gökten iniverdi.Gerçekten de gökten inmişti.
Ağzım
bir karış açık kalmıştı.Fakat sonradan tam bir şapşal gibi göründüğümü
fark ettim ve onların yaptığı gibi arabaya bindim.Arabayı yakışıklı
bulduğum çocuk kullanacaktı.
İkisi de biner binmez benimle konuşmaya başladılar.Prensese benzettiğim kız kendini Dorinda olarak tanıttı.Ardındansa "Hayal
edebileceğinden de büyük bir tehlike Olimpos'u bekliyor ve Olimposu
kurtarabilecek yani doğru kararı vericek olan 3 seçilmiş melezi
arıyoruz.
Bu 3 melezin özellikleri kehanette açıkça
belirtilmiş.Birisi Athena kızı,birisi Zeus oğlu birisi de Hades kızı
olacak.Bizim görevimiz ise bu melezleri bulmak ve onları güvenli bir
şekilde melez kampına ulaştırmak..." Derin bir nefes aldığını fark ettim.Sanki bana birşey söylemek istiyordu.Durakladığı sırayı fırsat bilip : "Peki bunun benimle ne ilgisi var ki?" dedim.Bana sıcak fakat bir o kadar da yapmacık bir şekilde gülümsedi.
"İşin aslı şu ki;bu 3 melezden birisinin de sen olduğunu düşünüyoruz.'' dedi.
Ama
yanıldıklarının farkında değillerdi.Benim annem ya da babam; ne
Hades'ti,ne de Athena.Durumu belli etmedim. Çünkü bu hikayeye dahil
olmak istiyordum.
Hayatım boyunca arkadaşlarım ve ailem dahil herkes beni dışlamıştı.Artık bunu değiştirmek istiyor, yeni bi hayata atılmayı düşünüyordum.Bir cevap vermem gerektiğini fark ederek: "Pekala, Olimpos için her şeyi yapmaya hazırım."dedim.
Dorinda'nın suratına geniş bir gülümseme yayıldı.Birkaç dakika sonra bana bir tepeyi işaret ederek: "Bak,Melez Kampı'na gittikçe yaklaşıyoruz." dedi.
Yüzündeki
yapmacıklıktan yola çıkarak bana neler olacağını merak etmeye
başladım.Kötü birşeyler olacağını fark etmemek elde değildi. Fakat o an
kaçıcak bir yerim yoktu.
Artık bu işin içindeydim ve olucaklara
katlanmak zorundaydım.Melez kampına sadece 100 metre kalmıştı.Bayılmadan
önce hatırladığım son şey ,çığlıklar atarak :"Burası melez kampı değil! Bırakın beni!" dediğimdi.
Yanımdaki kişiler büyük ihtimalle kötü ve salak birer canavar, geldiğimiz yerse Titan Kampı'ydı.