Buluşma

Kate sıkkın bir şekilde ormanda dolaşıyordu. Orman ona göre değildi. Onu ormanda sakin tutan tek şey yakından gelen su sesiydi. Üstelik ne zaman bu ormana gelse orman nimfleri ona bir çok oyun oynuyordu.

Ama tüm bunlara rağmen Kate yine de ormana geliyordu. Çünkü burada ne kadar uzun kalırsa kalsın asla ama asla tam olarak keşfedemiyordu. Gölleri zaten biliyordu hem de en ince ayrıntısına kadar. Tek anlamadığı şey bu ormandı. İçindeki yaratıklarla, renkleriyle. O da bunu keşfetmeye gelmişti işte.

Dolaşırken karşısına yarışmalarda kullanılan yaratıklardan biri çıkınca kendini ağacın üstüne zor attı. Ardından babasının armağanı olan Mavi Öfke'yi parmağına taktı. Gerekmedikçe onu hep cebinde taşırdı.

Yaratık gidince ağaçtan indi. İndiği anda gözüne biri takıldı. Kim olduğunu anladığında Kate sevinçten ne yapacağını şaşırdı. Bu kişi Tumu'ydu.

Tumu klübesinde oturmaktan çok sıkılmıştı.Dahası kampta keşfetmediği daha çok yer vardı.Biraz düşündükten sonra Bugün de ormanı keşfedeyim diye düşündü.Aslında orman ortamını pek sevmezdi.Fakat kampta ormanlarda ağaç perileri falan olduğunu öğrenmişti.İçinden:

"Bir göz atsam pek bir şey kaybetmem."

diye düşündü ve ağır adımlarla ormana doğru gitmeye başladı.Ormana vardığında tamamen büyülenmişti.Burası daha önce gördüklerine hiç benzemiyordu.Tamam yine bol bol ağaç vardı ama sanki içlerinde bir sihir taşıyorlarmış gibi görünüyorlardı.

O sırada uzaktan bir su şarıltısı duydu.

"Burda demek ki bir nehir de var."

diye düşündü.Duyduğu sese doğru yürürken uzakta birisini gördü.İlk başta kim olduğunu anlayamadı.Fakat yüzü ona dönünce onun Kate olduğunu gördü.Kız da onu gördüğüne çok sevinmiş gibiydi.Kate.....

Kate tanıdık bir yüz görmenin sevinciyle Tumu'ya doğru yürüdü. Yine de yürürken hem Mavi Öfke hem de Kırmızı Hançer adlı silahlarını kullanmaya hazır görünüyordu.

Çevresine bakınırken bazı Demeter çocuklarını gördü. Şu bitkilerden ne anlıyorsunuz bilmiyorum. Su olmazsa siz de olmazsınız. Bunları düşünerek Tumu'nun yanına vardı. Ona sıkıca sarıldı ve "Senin burada ne işin var?" dedi.

Kate Tumu'yu gördüğüne çok sevinmiş gibi görünüyordu ama yinede sanki onu orada bıçaklayabilirmiş gibi ona koşuyordu.Tumu bu yüzden biraz irkildi.Fakat Kate onun yanına varınca onu bıçaklamak yerine ona sarıldı.Tumu da bu sarılmaya karşılık verdi.Bir süre böyle durduktan sonra Kate ona:

"Senin burada ne işin var?"

dedi.Tumu daha hoş bir karşılama beklediği için şakayla karışık:

"Ne oldu beni istemiyor musun?İstemezsen giderim."

dedi.Sonra da yanlış anlaşılmamak için güldü.Kate .....

"Ne oldu beni istemiyor musun?İstemezsen giderim." dedi.Tumu bunu der demez güldü. Kate yarı sevinçli yarı alaycı tavrıyla "Hayır o yüzden değil bunu sen de biliyorsun. Yine de o kadar dolaşıcak yer varken ormanı seçmiş olman garibime gitti."

Sonra yürümeye başladı. Peşinden gelmesi için Tumu'yu elinden tuttu. "Madem burayı dolaşmaya karar verdin. Sana bir rehber de lazım. Yoksa ormanda kaybolursun." Kate ilk günlerde yaşadığı bir olayı hatırlayınca ürperdi. O tanıdık su sesini duyana kadar ormanda dolanıp durmuştu. Nimfler de bu konuda çok yardımcı olmamışlardı.

Tumu'ya gülümseyerek "Eee klübende ilk günün nasıl gitti?" diye sordu.

"Madem burayı dolaşmaya
karar verdin. Sana bir rehber de lazım. Yoksa ormanda kaybolursun."

Kate bunu söyledikten sonra çok kötü bir anıyı hatırlar gibi gözleri dalmıştı.Tumu onunda burada kaybolduğunu tahmin etti.Sonra Kate ekledi:

"Eee klübende ilk günün nasıl gitti?"

Klübesindeki ilk günü fena değildi.Athena çocukları onu kardeşi gibi ağırlamışlardı.Aslında onlar zaten Tumu'nun kardeşiydi.Tumu bunları Kate'e anlattı ve ekledi:

"Bu kampta ne gibi etkinlikler olur.Şu ana kadar pek bir hareketlilik göremedim de."

Kate....

Kate ona hem üçlü yabasını hem de hançerini göstemişti.Hançerinin sapı kırmızıydı.Sonra Kate nehirin karşı kıyısına geçti ve Tumu'ya:

"Gelsene"

der gibi baktı.Tumu'da Kate'in dediğini yaptı.Nehrin içinden geçerken ıslandığı için Kate onu kuruttu.Sonra da yolculuklarına devam ettiler.Bu sırada Kate ona ormandaki canavar türlerini anlatıyordu.Kate sözünü bitirince Tumu ona:

"Bu kadar anlatıyorsun.Nerede peki bu canavarlar."

diye sordu.Kate....

Yürürken Tumu Kate'e "Bu kadar anlatıyorsun.Nerede peki bu canavarlar." diye sordu. Kate tam ona cevap vericekken onlara doğru gelen ve pek de dost canlsını görünmeyen bir cehennem tazısı gördü. Tumu'ya dönüp parmağıyla tazıyı göstererek "Şurada bir tane var mesela." dedi. Ardından tam tazının onları görmemesi için sessizce geri geri gidicekti ki tazı başlarını onlara doğru çevirdi ve hırlamaya başladı. Kate kaçış yok dövüşeceğiz diye düşündü. Ve hançerini çıkardı. Henüz Mavi Öfke'yi kullanmanın zamanı değildi.

Tazıyla dövüşmeye başladığında bir hırlama daha duydu. Kısa bir anlığına çevresine bakındığında arkadaşının sesini duyan başka bir cehennem tazısının onlara doğru geldiğini gördü. Bir sen eksiktin diye düşündü ve Tumu öbürüyle dövüşürken Kate yeni gelenle dövüşmeye başladı. Umarım daha fazla gelmez. diye düşünmeden de edemedi.

Tumu keşke şom ağzımı açmasaydım diye düşündü.Karşısında iki tane cehennem tazısı vardı.Neyseki yanında Kate vardı.Kate bir tanesiyle kıyasıya savaşıyordu.Tumu da bıçağını alıp diğer cehennem tazısıyla savaşmaya başladı.Canavar çok güçlüydü.O an içinden:

"Keşke elimde bir kalkan olsaydı.Hançerle saldırılara karşı çok korumasız oluyorum diye düşündü."

Yine de canavarla dövüşmeye devam etti.Arada bir-iki kez bıçağıyla canavara vuruyordu.Fakat canavar banamısın demiyordu.Tumu Kate'e:

"Artık şu Mavi Öfke midir nedir onu kullanma zamanın gelmedi mi?"

diye sordu.Kate....

Kate yabasını kullandıktan sonra bir süre bir şey olmadı.Sonra uzaklardan gürültülü bir su sesi geldi o sırada Kate:

"Yanımda dur bu su çok güçlü seni de
onlarla birlikte alıp götürebilir."

Tumu Kate'in dediğini yaptı.Gerçekten de büyük bir sel bir anda canavarlarla savaştıkları alanı bastı.Tumu bir an hiç bir şey göremedi.Sonra sel geldiği gibi aniden geçtiğinde canavarların selle sürüklendiğini gördü.

Fakat sevinmek için daha erkendi.Çünkü ilk savaştıkları tazı onlara doğru büyük bir hızla geliyordu.Kate:

"Ama
böyle olmaması gerekiyordu!"

dedi ve Canavarın alnına hançerini sapladı.Canavar oldukça sersemlemişti fakat hala toza dönmemişti.Bu yüzden Kate'e gülerek:

"İzin verirsen bu canavarı ben haklıyım."

dedi ve canavarın tepesine çıktı.Tazı onu üstünden atmaya çalışıken Tumu bir kovboy gibi tazının üstünde durmaya çalıştı sonra da hançerini tazının boynuna sapladı ve boynunu bedeninden ayırdı.Bunu yapar yapmaz canavar toza dönüştü.

Tumu yere düşmek üzereyken son anda dengesini sağladı ayakları üzerine indi.Sonra gülerek Kate'e baktı ve:

"Eee nasıldım?"

dedi.Kate....

"